Hani Mücadele?

Ocak 10, 2020

                             

Devletimizin ve milletimizin 1984 den beri gelip baş belası halinde kangrenleşmiş ve çöreklenmiş olan PKK terör örgütü- dür. Bunun öncesinde ve sonrasında ortaya çıkan çeşitli isimler altında olanları da vardır. Ama bunların içerisinde en şiddetlisi, acımasızı, en yıkıcısı ve amacından hiç vaz geçme- yeni şüphesiz ki bu terör örgütüdür. Daha sonraları Fetö terör örgütünün de sahneye çıkmasıyla belalarımızın çoğalması da devam etmiştir.

            PKK terör örgütüyle devletimiz kırk yılı aşkın mücade-lesini aralıksız sürdürmektedir. Bu uğurda gencecik yaşlarda toprağa düşen gençlerimiz, ölünceye kadar gözü yaşlı gide- cek analarımız, boynu bükük yetimlerimiz, eli kınalı gelin ve kızlarımız, bu zamana kadar toplamda mücadele için har- canan 400 milyar finansımız, nice zayi olan araç gereçlerimiz hep bu terör örgütünün bitirilmesi için harcanmıştır.

            Bu örgütün komşu ülkeler İran’da pejak, Irak’ta peş- merge ve Suriye’de PYD olarak ortaya çıkması ve hepsinin de Türkiye’ye karşı düşmanca tavırlar sergilemesi çocukların dahi bildiği bir gerçektir.

            Ordumuz bunlarla mücadelesini hem içerde hem dışarıda halen sürdürmektedir. Canımızın çok yandığı zaman- larda uluslar arası yükümlülüklere dayanarak bu terör örgü- tünün dış kollarıyla da komşu ülkelerin topraklarında da aynı kararlılığı sürdürüyor ve sürdürecektir de…

            Son günlerde “Barış pınarı harekâtı” da bunlardan biri- siydi. Ordu hazırlanmış, harekât için her türlü tedbirler alınmış ve planlanan yerlere ve noktalara temayüller ve emirler gereği harekât başlatılmıştı. Suriye’de konuşlanan ve birlikte hareket eden PKK, PYD ve DEAŞ terör örgütünü orta- dan kaldırmak için Türkiye düğmeye basmıştı. 130 km uzunluk 35 km derinlikte bu örgütün varlığı sona erdirilecek ve güvenli bölge oluşturuluncaya, ve sonuca ulaşılıncaya kadar mücadele sürdürülecekti. ABD araya girerek 120 saat istedi örgütün taşınması için. Bu süre bitince bu sefer de Rusya 151 saat istedi taşınmaları için. Türkiye bu sürelere evet deyip beklerken, sürenin bitim sonucu harekâta devam edeceklerini söylemesine rağmen sözler yerine getirilmedi. Türkiye, bi ABD ye bi Rusya’ya giderek çözüm için onların kararlarını bekledi.

Türkiye beri taraftan DAİŞ li terör örgüt üyelerinin kimisi teslim oluyor, kimisi de yakalanıyordu. Sayıları 1000 ni aşkın  bu teröristleri Türkiye, sahipleri olan Avrupa ülkelerine bizzat kendi elleriyle teslim ediyordu. Bu ne acayip işti. Hani bunların sonu kazınacaktı? Hani harekât, teröristlerin sonu alınıncaya kadar devam edecekti? Bunlar terör örgüt üyesi iseler sorgulamadan niçin ülkelerine gönderiyordu? Terör örgütü değilse, o zaman bu harekât niçin yapılıyordu?

            Kamuoyu aldatılıyor. Mücadele ise; gereği ve planlan- dığı gibi yapılır ve suçluların cezası da verilir. Hem terör örgü- tü diyecek harekât başlatacaksınız, sonuç dahi almadan yakalanan teröristleri de Avrupa ülkelerine, yani sahiplerine geri teslim edeceksiniz!…

            Nasıl Fetö ile mücadele denilerek yakalananlar bir müddet sonra tahliye edildiyse/ediliyorsa bu mücadele de aynısı gibi devam etmiş ve de etmektedir.

            O zaman halkta ister istemez soruyor tabii ki: Terör örgütlerine karşı yapılan bu nasıl bir mücadele diye? İnilsin de sokaklardaki vatandaşlara bi sorulsun nasıl cevap veri- yorlar?…

            Halk her iki mücadelede de samimiyet ve ciddiyet istiyor…Bilin ki, kendinizden başka aslında hiç kimseleri kandıramıyorsunuz beyler!… Kamu vicdanı Fetö ile yapılan mücadeleyi nasıl samimi bulup onaylamadıysa, bunu da yani PKK ile yapılan mücadeleyi onaylamamaktadır…